“HER NEREDE OLURSAN OL, ALLAH’TAN KORK!”
Bismihi Teâlâ
Kâinatın Efendisi olan Hazret-i Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki:
“Kötülük işlersen, hemen arkasından bir iyilik yap ki, o kötülüğü silip süpürsün. İnsanlarla da güzel geçin. (Tirmizî, Birr 55.)”
Hz. Peygamber’in hepimiz için yazdığı bu reçetede dikkatimizi çeken ilk husus, her durumda Allah’tan korkma, sakınma ve ona göre davranmadır. Bugün, ne kadar da muhtaç olduğumuz bir haslet değil mi?
Allah’tan korkmayan insan, her türlü kötülüğü rahatça işleyebilir, her çeşit zulmü rahatça icra edebilir; işçiyse patronuna, patronsa işçisine zulmedebilir. Amir, memuruna, memur amirine insaf etmez. Bir insandan Allah korkusu, din duygusu alındı mı, atom bombasından daha tehlikeli bir hale gelebilir. Gayesine ulaşmak için her şeyi yapar. Gerekirse dünyayı yakmayı bile göze alır. Çünkü onun kaybedeceği hiç bir şey yoktur. Onun tek hedefi vardır. O da egosunu tatmin etmek. Onun için gerisi teferruattır. Başına polis de dikseniz, kamera da koysanız çözüm olmaz. Fırsatını bulduğu anda istediğini yapar.
Oysa nebevî / peygamberî ölçüye göre kimse görmese de, görüp de anlamasa da her şeyi tam olarak gören ve her şeyiyle bilen biri var. Bu yüzden nerede ve ne halde olursan Allah’tan kork. İçinden geçirdiğin, hiç kimseye söyleyemediğin, insanların bilmesinden rahatsızlık duyacağın şeyleri de bilen biri var. Bu sebeple mümin sürekli olarak Allah’ın murakabesinde / denetiminde olduğunu bilir ve ona göre davranır.
Şayet beşer vasfı gereği, kendisinden bu düşüncenin unutulmasından kaynaklanan bir kötülük, bir günah sadır olursa derhal kendisine gelir. Yaptığı hatanın arkasından hemen bir iyilik yapar ve kusurunu telafi etmeye çalışır. Böylece yine önceki ruh haline döner; beni sürekli olarak gören ve gözetleyen biri var, diye düşünmeye devam eder.
Ayrıca Allah’tan sakınmanın, O’na saygı duymanın bir gereği olarak insanlarla güzel geçinir. Nasıl, bir köle sahibinin, memur amirinin, işçi patronun yanında dikkatli davranırsa müslüman da Rabbinin huzurunda dikkatli davranır. Hatta çok daha dikkatli olur. Çünkü her şeyin gerçek sahibi ve yaratıcısı O’dur. Müslüman da hayatının her safhasında ve her anında Allah’la beraber olduğunu unutmaz ve ona göre davranır. Allah’ın kullarıyla güzel geçinir ve onlara şefkatle muamele eder.
Rabbimiz hazretleri, bu hadis-i şerifin gereğiyle güzelce amel etmeyi hepimize nasip eylesin, âmin.
/// Dr. Muhammed Ayhan’ın bu yazısı, Yüce Devlet Dergisi’nde (1 Nisan 2010, 5. sayı) yayınlanmıştır.
