şiire şiir
şiirler vardır arslan yeleli
sen yazarsın ama sanki benimdir
şiirler vardır ceylan görkemli
ben yazarım ama sanki senindir.
ey şair gel gidelim
kelimeler evrenine
kelimeler buzulundan alıp kelimeleri
ısıtalım onları erisin şiir olsun:
alaca karanlıkta gümüşcül kuşlar uçar
gecenin koynunda, kucağında yerleri
gül yanığı bülbüller bahçede kanat çırpar
titrer olmuş şafağa sevdalanan tüyleri
aşıklar kumsala inerken ağlaşırlar
deniz olan dereler gözyaşının selleri
bitmeden vakitleri koşuşur oynaşırlar
yürürler kumsallarda bir tören gezmeleri
deniz koynunu açar aşıklara davetkâr
soyunurlar sonunda ipeksi giysileri
kumlar ağaca bakar yıldızlara göz kırpar
terk ederler kumsala en son kelimeleri
bulut gider ay önünden denizde mehtap başlar
damıtılmış ay ışığı denizde yüzmeleri
ufukta güneşlenen bulut üstünden
denize atlamak kadar gergindir
ürpertiden korkuya geçildiği an
dipsiz kuyular kadar derindir.
sen ki bir âteş-i suzânsın zâhir, billur dâmeni şiir hışırdaya
yakıcı bir ateş, özge bir kor gibi, etekleri şiirle yanıp tutuşan.
karakış ayında fırtınayla yağan
alnıma çarpan, elime düşen
ayağımda ezilen, göğsümde eriyen
kar taneleri kadar serindir.
çekingen bir çocuğun büyükler karşısında
sokulup bir kenara oturuşu gibi
kelimeleri yağmur berraklığında
konuşması, susması kadar nârindir.
çekerler ellerini göğsümden diye
korkarım çocukların büyümesinden
âlim gibi durmaktansa arasında insanların
şair gibi durmayı yeğlerim ben.
çocuğum otur sen
her denene inanma!
batının çarmıhı icâd edişi
ardından çarmıha imân edişi
isâ’nın hak dininden çok çok sonra.
Hayreddin MERAL
1998