BAŞKENTLER, SANCAKTARI UYGARLIKLARIN
Şehirlerin de hedefi vardır; insanların toplumların, devlet ve medeniyetlerin olduğu gibi… Şehirler de amaç ve yöneliş sahibidir. Din, medeniyet ve devlet, onlara bir rol ve gaye verir, şehirler de gidilen yönün kilometre taşları olduğu bilinciyle hareket ederler. Bir yön verememişse şehirlerine, devlet ve medeniyet, çöküşe davet çıkarmış demektir. Hedefi yoksa bir şehrin, terk edilmeyi ve yok olmayı göze almış demektir. Ama aslında şehirler olduğu yerde kalmazlar, yürümek, ilerlemek ve yücelmek isterler; yürütmek, ilerletmek ve yüceltmek için.
Başşehir, şehirlerin gayesi, modeli ve hedefidir. Başkent, şehirlerine ruh ve tarz verir. Başkenti besler bütün şehirler, ama başşehir de hepsini. Tarih içinde, yavaş yavaş ama sürekli, tek tek lakin devamlı, yıkımlara ve savaşlara rağmen kurulur şehirler ve sürekli yenilenirler. Sonra başkentler tayin ederler kendilerine. Şuurla, bilgiyle, uzun ve çok uzun vadeli düşünce ve hesaplamayla bir şehir, şehirlerin başı olur. Fakat doğru tayin edilmemişse bir başşehir, devlet ve medeniyetin çöküş sebeplerinden birisi de o olur. Kuzeydeki Tuleytula dururken, güneyde kalan Kurtuba şehrinin payitaht yapılması, kanaatimce, Endülüs’ün gerileme ve çöküşünde önemli bir rol oynamıştır (1). Risk alamayan, almaktan kaçınan devletlerin, olduğu yerde kalabilmeleri çok zor olmaktadır. İstanbul her yaz yerini Edirne‘ye seve seve verirdi, Edirne bizim yaz başkentimizdi; çünkü hedef Belgrat, Viyana ve Roma‘ydı. Dünyanın süperi, hatta tek süperi olma ideal ve gayesiydi.
Aslında ebedi başkentlerimiz Mekke ve Medine‘dirler. Lakin din ve medeniyetimiz, geniş coğrafyalara doğru genişlemek istedikçe Mekke ve Medine, ileriyi hedef gösterdiler. Doğuya Bağdad, batıya Şam, Afrika’ya Kahire ve kuzeye hitap eden İstanbul, başkentlerimiz oldular; yönlerine ve bütün dünyaya hitap etmesini de bildiler. Geçmiş başkentlerimiz, elbette, mevki ve konumlarını kaybetmediler, manevi başşehirlerimiz oldular; bayrağı daha öndekilere teslim ettiler, gönül ferahlığı ve rahatlığıyla. Çünkü gaye Kostantiniyye idi, Roma idi, Pekin idi, Moskova idi.
Çin, Okyanus’a bakar, başkenti Pekin‘dir çünkü. ABD, Avrupa’ya bakar, başkenti koskoca kıta olan ülkesinin ortasındaki bir kent değil, Avrupa tarafındaki Washington‘dur… Roma’yı özler bütün Batı başkentleri; Berlin, Londra, Paris ve Moskova. Roma, Batının değişmeyen başkentidir.
Bütün dünya tarihi ortadayken ve büyük devletlerin başkentleri, kendi uygarlıklarının yön ve hedefini gösterirken Anadolu’nun bile tam ortasında olmayan kent nereyi gösteriyor, neyi hedefliyor… Kanaatimce, bugünkü rejim yerini ve konumunu değiştirecek ve daha doğrusu kaybedecekse, bunun en başlıca sebeplerinden birisi de, kendine yanlış olarak tayin ettiği başkenti olabilecektir. Evet, rüştünü ispat edememiştir Ankara, kendini kanıtlayamamıştır. Fikrin, kültürün, ekonomi, medya ve üniversitenin başşehri -hâlâ- İstanbul‘dur. Ekonominin, sermayenin, ulaşım ve turizmin başkenti, evet, sadece İstanbul’dur. Romantik Anadoluculuk akımının siyasetteki görünüşü olan Ankara, ülkemizin gerçek havasını ve ruhunu yansıtamamaktadır. Geçmişinden kopan ve nereye gittiğini de bilmeyen, hedefi ve gayesi de olmayan bu şehir, yozlaşma ve gerçek uygarlığa ulaşamayışın başlıca nedenlerinden birisidir.
***
Dünyanın olağanüstü hızla değişen şartlarının arasında değişmeyen büyük kuralları unuttuğumuzdan, yeniden büyüyüp gelişmekte güçlük çekiyoruz. Güçlenemeyişimizin ardında tarihe, coğrafyaya, bilime ve gerçeklere ters tutum takınışımız vardır, akıntıya kürek çekişimiz vardır. Her şeyi yeniden gözden geçirmezsek, en ince detaylarına kadar düşünmezsek; tarihin, coğrafyanın, bilim ve aklın emrettiği değişim ve dönüşümün gereklerine uymazsak dünyanın aç kurtları tarafından kıskaca alınacağımız muhakkaktır. Bize dost olmak isteyenlerin, tarihi müttefiklerimizin tekrar yanımızda yer alabilmesi için onlara kolaylık göstermemiz lazımdır. Bu ise öncelikle devletler ve medeniyetler arasında da cari olan hiyerarşiye uymaya başlamakla olacaktır. Ne kadar büyütülmüş ve şişirilmiş olursa olsun, hiçbir şehir ve başşehir, eski kasabayı başkent olarak tanımak istemeyecektir, istese bile yapamayacaktır bunu. Dostlar, evet, kararsızlık ve bocalayışlar içinde seçim yapmakta zorlanmaktadır. Düşman ise zaten memnundur, alaylı bir gülüş ve ince bir istihza ile izlemektedir olanları.
***
Kanlı bir el, gecenin en koyu gaflet anında, duvarlarımıza “Mene, Tekel, Feres (2) (Hükümdarlık günlerin sona erdi, terazide tartıldın ve eksik geldin, ülken bölünecek ve paylaşılacak)” yazmadan, ansızın idam hükmünün icrasına karar verilmeden, dünyanın başından bu yana birçok kavim ve medeniyetin başına gelen başımıza gelmeden, uyanalım. Uyanmanın bir yolunu bulalım, gafletten silkinelim. Devlet ve medeniyetimize yeniden kavuşup sevinelim. Aşk ve heyecanla çalışıp yeniden dünyanın süper gücü haline gelelim. Mazlum milletlerin umudu olalım.
Kendimize dönelim, tarihimize dönelim. Kök ve temellerimize yeniden dört elle sarılalım. Tereddüt etmeyelim. Şaşırmayalım. Risk almaktan korkmayalım. Kararsızlıklar içinde bocalamaktan korkalım.
Haydar HEPSEV
* Bu yazı, Yüce Devlet Dergisi’nde (1 Ekim 1995, Sayı 2) ve H.M. Hepsev,’in MEDENİYET MİLLET DEVLET BİRLİK (Yüce Devlet Dergisi ve Yay., İstanbul 2010, s. 37-39) kitabında yayınlanmış ve Mayıs 2022’de gözden geçirilmiştir.
____________________________
Notlar:
(1) Tuleytula (Toledo), Roma ve Gotlar zamanında İspanya’nın başşehriydi. Ayrıca, Endülüs İslam Devleti’nin doğrultusu kuzeydi; Fransa, Almanya, Roma ve oradan da Roma’ydı.
(2) Tevrat’ta geçen bir kıssadan (Danyal, V, 25) alınmıştır. Son Babil kralı Baltazar, bir gece içki âlemi yaparken, Kudüs Mabedi’nden Nabukadnezar’ın getirttiği kutsal taşları istemiş; bu saygısızlık üzerine esrarengiz bir el duvara bu kelimeleri yazmıştı. Bu yazı kimse tarafından çözülemiyordu; bunun üzerine Danyal peygamber çağrıldı, o da bu üç kelimeyi şöyle tefsir etti: Mene, “Tanrı senin hükümdarlık günlerini saydı ve sona erdirdi”; Tekel, “Terazide tartıldın ve eksik geldin”; Feres, ülken bölünecek ve paylaşılacak.” Gerçekten de Baltazar o gece öldürüldü, tahtı da Med Kralı Dara’nın eline geçti.
#medeniyet #uygarlık #İslammedeniyeti #devlet #Mekke #Medine #Bağdad #Şam #Kostantiniyye #Kahire #İstanbul #Edirne #Ankara #Vatikan #Roma #Toledo #Kurtuba #Pekin #Washington