• Ana Sayfa
Salı, Mayıs 13, 2025
  • Login
Yüce Devlet
  • Ana Sayfa
Sonuç yok
Tüm sonuçlara bak
  • Ana Sayfa
Sonuç yok
Tüm sonuçlara bak
Yüce Devlet
Sonuç yok
Tüm sonuçlara bak

SIDDIK ALTUNBAŞ (BÂNÎ) BEY’DEN 7 GAZEL

19 Mayıs 2022

SIDDIK ALTUNBAŞ (BÂNÎ) BEY’DEN 7 GAZEL

 

GAZEL

mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün

‘izârında ne dem yâriñ gül-i handân olur peydâ
civârında hezârân ‘âşık-ı nâlân olur peydâ

kemîne bir şerer düşse nigâh-ı nîmden kalbe
derûn-i dâğ-ı dilde haşre dek volkân olur peydâ

cemâl-i tâb-nâkiñ kılsa kalb-i tîremi tenvîr
diyâr-ı zulmet ü gamda meh-i tâbân olur peydâ

karîn olsam o şûhuñ semtine sûz-i tahassürle
hurûş-i seyl-i eşkimden benim tûfân olur peydâ

harîm-i dilde ‘aşk u şevk ile rû-mâle meylet gör
teveccüh-gâhıña ebrû-yi meh-rûyân olur peydâ

Hakîm-i Mutlak’a ‘arz et sakın bîgâneden Bânî
hemîşe cümle derd ü zahmiñe Lokmân olur peydâ

‘izâr: yanak | gül-i handân: açılmış gül | peydâ: mevcut, görünür | hezârân: binlerce | nâlân: inleyen, figân eden | kemîne: hakîr, değersiz | şerer: kıvılcım | nigâh-ı nîm: göz süzerek yan bakış | dâğ: dağ; yara | dil: gönül | cemâl: yüz, çehre, güzellik | tâb-nâk: ışıltı saçan, parıldayan | tîre: karanlık | tenvîr: aydınlatma | meh-i tâbân: parlak ay, dolunay | karîn: yakın, komşu | sûz-i tahassür: hasret yangını | hurûş: coşma | seyl-i eşk: gözyaşı seli | harîm: mahrem, saklı, yabancılara yasak olan | rû-mâl: yüzü yere sürme (mecâzen: secde etme) | teveccüh-gâh: yönelinen yer/taraf | ebrû: kaş | meh-rûyân: ayyüzlüler | bîgâne: yabancı, tanışık ol(un)mayan | hemîşe: her dâim | zahm: yara.

(Bu şiirde kudemânın “peydâ” redifli gazeller silsilesinden olan Nâbî merhûmun gazeline ‘nazîre olabilir mi acaba’ cür’etine tevessül edilmiştir.)
***

GAZEL

mef’ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün

her gâh girilmez gözüne süddesi vârdır
müjgân ile ‘uşşâkı ezer haddesi vârdır

bu nâz u sitiğnâyı şehâ çok da abartma
‘âşık usanur sabrda bir raddesi vârdır

yan yollara çok sapma ki güm-gerde olursuñ
her menziliñ âsân çıkılan câddesi vârdır

bir kerrede te’lîf olunur nüsha-i ‘ömrüñ
tertîbi gözet sanma ki müsveddesi vârdır

Bânî garaz i’mâr ise kâşâne-i ‘aşkı
vâr bezl-i vücûd eyle ki hâm-mâddesi vârdır

gâh: zaman, vakit | südde: eşik, kapı | müjgân: kirpik | ‘uşşâk: âşıklar | istiğna/sitiğna: ihtiyaçsızlık gösterme | şehâ: ey şâhım | radde: derece, mertebe, sınır, sınır belirten hat | güm-gerde: kaybolmuş, yolunu kaybetmiş | âsân: kolay | bezl-i vücûd: varlığını bezl etme/esirgememe.
***

GAZEL

fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

çâresiz kalmak ne mümkin âşık-ı âvâreler
nükte-bînâna fısıldar sallanan geh-vâreler

zahme-hâr u lâyık-ı rağbettdir erbâb-ı usûl
cây edinmiş sîne-i üstâdını nakkâreler

câvidânî vuslata her zerrede vâr iştiyâk
perde-i ‘aşkıñ karâr-cûyâsıdır seyyâreler

ser-be-ser sâhib-kırân almış felekden tâcını
kehkeşândan düşmüş ‘uşşâk pâyına meh-pâreler

bağrıma basdım dil-i sengîniñi lîk ey sanem
sûz-i dilden hîç mi olmaz nerm seng-i hâreler

yerde koymaz şebnem-i çeşmin Hudâ âşıklarıñ
kıskanub evc-i semâya göz diker fevvâreler

Bâniyâ bâşıñ sıkışdıkça varub bâş koy hemân
dergeh-i bâlâya kim anda tükenmez çâreler

nükte-bînân: nükteden anlayanlar, kavrayışı yüksek olanlar | geh-vâre: beşik | zahme-hâr: zahmet çeken (zahme, aynı zamanda kudüm vurmakta kullanılan çubuk demektir) | cây edinmek: yer tutmak | nakkâre: daha çok mehter mûsıkîsinde kullanılan ve göğüste taşınarak çalınan vurmalı çalgı | câvidânî: kalıcı, ebedî | perde: makam, durak | karâr-cûyâ: karar arayan | seyyâre: sürekli hareket halinde dolaşan, gezegen | ser-be-ser: baştan başa | sâhib-kırân: burçların en müsait olduğu zamanda tahta çıkan başarılı hükümdar | kehkeşân: Samanyolu galaksisi | uşşâk: âşıklar | pây: ayak; hisse, pay | meh-pâre: ay parçası (gibi güzel olan) | dil: kalp, gönül | sengîn: taştan yapılmış, taş gibi sert/katı | lîk: lâkin | sanem: heykel/biblo (+gibi güzel sevgili) | sûz-i dil: gönül yangını | nerm: yumuşak | seng-i hâre: taşın mermer, granit gibi en sert türü | şebnem: çiy damlası | çeşm: göz | evc: en yüksek nokta, zirve | fevvâre: fıskiye |  bâlâ: yüce.
***

GAZEL

fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

yâr açdığı dil yâreme tuz vermedi hayfâ
hasretle yanan bağrıma buz vermedi hayfâ

dil kapdıralı hüsnüne dîvâneye döndüm
yok dilden ümîd aklı henüz vermedi hayfâ

cânâ diye ser-nâmeye ismin yazayazdım
kıskandı varak hâmeye yüz vermedi hayfâ

çalkandı bu şeb mevce-i gamla yem-i sînem
mehtâb-ı cemâliñ yakamoz vermedi hayfâ

çokdan bıçak açmaz kalemiñ ağzını Bânî
çok nâle-zen olduysa da söz vermedi hayfâ

dil: gönül | hayfâ: ‘yazık ki’ anlamında hayıflanma ifadesi | hüsn: güzellik | dîvâne: aklını kaybetmiş, deli | ser-nâme: mektubun baş/giriş bölümü | varak: kağıt | hâme: kalem | mevce: dalga | yem: deniz | cemâl: yüz, yüzde zahir olan güzellik | nâle-zen: inleyip sızlanan
***

GAZEL

fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

evvelim ser-menzilim olmakla âhirdir benim
olduğum pûyende Hay’dan Hû’ya zâhirdir benim

etmem Allâh etmesin ağyâr-ı ziştiñ gıybetin
‘âşıkım çün kıyl ü kâlim hüsne dâirdir benim

ben vekâlet vermişim icrâya âh u zârımı
nâle-senc olmakda hâmem hayli mâhirdir benim

gerçi kimse kâil olmaz görmeyince bâl ü perr
mürg-i cânım mâverâ-yı çerhi tâirdir benim

Bâniyâ âvâre-i vâdî-i firkatdir tenim
kûy-i yâre hâne-i kalbim mücâvirdir benim

ser-menzil: durak yeri, son varılacak yer | pûyende: koşan, seğirten | ağyâr: rakipler, yabancılar | zişt: çirkin, kötü | kıyl ü kâl: dedikodu | hüsn: güzellik | nâle-senc: inleyen | hâme: kalem | kâil olmak: ikna olmak, itibar etmek, inanmak | bâl ü perr: kol-kanat | mürg: kuş | mâverâ: öte, öteler | tâir: uçarak dolaşan | âvâre: işsiz, amaçsız, başıboş gezen | vâdî-i firkat: ayrılık vâdisi | kûy-i yâr: sevgilinin mahallesi/semti | hâne-i kalb: gönül evi | mücâvir: komşu; merkezî konumda olan bir yerin/makâmın (y)etki alanında, yakınında
***

GAZEL

feilâtün feilâtün feilâtün feilün

düştü sevdâsı dile bir kara gözden geriye
düşmez ‘uşşâka sitiğnâsı da nâzdan geriye

ders-i ‘aşkı okumuş nüsha-be-nüsha bu göñül
mushaf-ı hüsnüñ ile başladı cüz’den geriye

‘âkılân ‘ibret alur sivrisinekden ve fakat
yok giren bî-hırediñ gûşuna vızdan geriye

sel gider kum kalır ahkâm-ı hurûş-gâh budur
çekilirsek ne kalur ‘âleme bizden geriye

‘dergeh-i cûd’a gelen ‘âcize ihsân yetişir
yel taşır dâğ başına cûyi deñizden geriye

tâş tâş üstüne bünyâd olunur kasr-ı ‘amel
nesne yok ‘arsa-i ‘ömrümde molozdan geriye

kaç çeşit reng ile kâlâ-yı hayâtı boyasañ
kalan olmaz saña beş metre beyâzdan geriye

Bâni’yi pister-i cevrinde yamân yakdı o şûh
kaldı hâkisteri hâk-i dile közden geriye

uşşâk: âşıklar | istiğnâ/sitiğnâ: ihtiyaçsızlık, tokluk gösterme | nüsha-be-nüsha: cilt cilt, ciltler dolusu | mushaf-ı hüsn: güzelliğin kitabı | âqilân: akıl sahipleri | bî-hired: akıl yoksunu | gûş: kulak | ahkâm: hükümler, kurallar | hurûş-gâh: coşma yeri | dergeh-i cûd: cömertlik dergâhı | cûy: ırmak, akarsu | bünyâd olunmak: inşâ/binâ edilmek | kasr: köşk | kâlâ: kumaş | pister: döşek | cevr: eziyet, cefâ | hâkister: kül | hâk-i dil: gönül toprağı/yurdu
***

GAZEL

fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün

cevher-i enfâs-ı fânîdir Felek’den vâyemiz
lîk eder yağmâ dem-â-dem eñ mühim ser-mâyemiz

sâye-hâh olmakdan istiğnâ edersek çok mudur
pertev-i pinhân-ı dilden çerhe düşmüş sâyemiz

tekne-i hikmetde müşt-i eşk ile bulduk kıvâm
mezra’-ı irfân unundandır hamîr-i mâyemiz

biz o rûşen-tab’ u dânâ-yı Felâtûn-meşrebiz
yâver olmuş dâver-i devrâna eñ pes-pâyemiz

bâğ-ı devrân mîve-i dil-hâhı versün vermesün
Bâniyâ hakkâ rızâdan gayrı yoktur gâyemiz

enfâs: nefesler | vâye: nasip, kısmet, ele geçen | lîk: lâkin | dem-â-dem: an-be-an, sürekli; her nefeste (‘dem’ aynı zamanda ‘nefes’ demektir. | sâye-hâh: gölge/sığınacak yer isteyen | istiğnâ: ihtiyaçsızlık, tokluk gösterme | pertev-i pinhân: görülmez, saklı ışık | dil: gönül, kalp | sâye: gölge | müşt: yumruk | eşk: gözyaşı | mezra’: tarla | hamîr: hamur [Bu beyt “hamîr ü mâyemiz” şeklinde de okunabilir] | rûşen-tab’: aydın/parlak tabiatlı | dânâ: bilge, bilgili | Felâtûn-meşreb: Eflâtun meşrepli, filozof, hikmet sahibi | yâver: yardımcı, özel danışman | dâver: adaletli hükümdar/yönetici | pes-pâye: düşük rütbeli, değersiz | bâğ-ı devrân: zamâne, dünyâ (bahçesi) | mîve: meyve | dil-hâh: gönlün arzu ettiği | hakkâ: gerçekten/hakikatte [Bu kelime Hakk’a şeklinde de okunabilir.]
***

Sıddık Altunbaş Bey’in kısa hayat öyküsü şöyledir:

1961 Kahramanmaraş doğumludur. İlk, Orta ve Teknik Lise tahsilini burada tamamladıktan sonra İstanbul’a gelerek Yıldız Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Otuz yıl boyunca yurtiçi ve yurtdışı birçok projede, konuttan özellikli endüstriyel yapılara kadar önemli projelerde “Bina Tesisatı Mühendisliği” dalında serbest mühendis olarak proje hizmetleri verdi. İstanbul’da ikamet etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Hat Sanatı, Edebiyat, Şiir ve musiki ile iştigal etmektedir.
***

bkz. http://yucedevlet.com/muhendis-munevver-sair-siddik-altunbas-bey-ile-gorustuk.html

ShareTweetShare

Kategoriler

  • Açık Mektuplar
  • Alıntılar / Yorumlar
  • Basın Bültenleri
  • Belgeler / Yorumlar
  • Bildiriler
  • Büyüklerimiz
  • Dergimiz ve Sitemiz
  • Devlet Yazıları
  • Dil-Lisan
  • Edebiyat Yazıları
  • Eğitim Yazıları
  • Fiil Yazıları
  • Fikir Yazıları
  • Genel
  • Haberler
  • Hadis Şerhi
  • Hikâyeler
  • Hüsn-i Hatt / Tezhib
  • İslam Birliği Yazıları
  • Kitabe-Vesika okuma
  • Kitap Tanıtımı
  • Medeniyet Yazıları
  • Millet yazıları
  • Mülakat
  • Nefs
  • Öğüt Yazıları
  • Okuyucularla Söyleşi
  • Ruh
  • Sadeleştirmeler
  • Sağlık
  • Sanat-Mimari yazıları
  • senaryo
  • Şiir Açıklamaları
  • Şiir Tercümeleri
  • Şiirler
  • Taziye
  • Tebrik / Teşekkür
  • Tefsir yazıları
  • Tercümeler
  • Üstadlarımız
  • Yüce Devlet Bildirisi
Yüce Devlet

YÜCE DEVLET DERGİSİ BİLDİRİSİ
Millet, din ve toplum; Devlet, nimet ve saadettir.

Kategoriler

  • Açık Mektuplar
  • Alıntılar / Yorumlar
  • Basın Bültenleri
  • Belgeler / Yorumlar
  • Bildiriler
  • Büyüklerimiz
  • Dergimiz ve Sitemiz
  • Devlet Yazıları
  • Dil-Lisan
  • Edebiyat Yazıları
  • Eğitim Yazıları
  • Fiil Yazıları
  • Fikir Yazıları
  • Genel
  • Haberler
  • Hadis Şerhi
  • Hikâyeler
  • Hüsn-i Hatt / Tezhib
  • İslam Birliği Yazıları
  • Kitabe-Vesika okuma
  • Kitap Tanıtımı
  • Medeniyet Yazıları
  • Millet yazıları
  • Mülakat
  • Nefs
  • Öğüt Yazıları
  • Okuyucularla Söyleşi
  • Ruh
  • Sadeleştirmeler
  • Sağlık
  • Sanat-Mimari yazıları
  • senaryo
  • Şiir Açıklamaları
  • Şiir Tercümeleri
  • Şiirler
  • Taziye
  • Tebrik / Teşekkür
  • Tefsir yazıları
  • Tercümeler
  • Üstadlarımız
  • Yüce Devlet Bildirisi

Son Yazılar

ÜÇ ŞİİR ETRAFINDA ŞAİR ve UYKU ÜZERİNE

4 Mart 2023

YUSUF EMÎRÎ ve NA’T GAZELİ

4 Mart 2023
Sonuç yok
Tüm sonuçlara bak
  • Ana Sayfa

© 2021

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In