AK PARTİ’YE UYARILAR
2002’den beri oyumu milletvekili ve belediye seçimlerinde ve anayasa referandumlarında oyumu hep Ak Parti’ye verdim. Hemen her seçimden önce oyumu neden Ak P.ye vereceğimi yazıp maillerle, sosyal medya ile, mesajlarla arkadaş ve vatandaşlarla paylaştım. (Tereddütte kalan birçok insan, bunlardan etkilenip oylarını Ak P.ye verdiklerini şahsıma ifade etmişlerdir.)
6 Ocak 2012, 8 Aralık 2015, 7 Temmuz 2018 ve 5 Temmuz 2019 tarihlerinde (son üçü seçim değerlendirmesi) Ak Parti ile ilgili görüş, düşünce, eleştiri ve önerilerimi yazıp sitemiz yucedevlet.com’da yayınlayıp bunları sosyal medya ve mesaj gruplarında paylaştım (1). Bunların hepsi milletimize büyük hizmetler eden Ak Parti’nin daha güçlü olması için iyi niyetle yazılmış yazılardır.
Son Belediye Seçimlerinde Ankara ve İstanbul’un kaybedilmesi, hepimizi üzdü. Lakin devlet yönetiminde üzüntünün yeri yoktur. Yenilginin sebepleri araştırılır, gidermek için her şey yapılır. Biz naçizane olarak elimizden geleni yaptık ve 5 Temmuz 2019 tarihli yazımızda bununla ilgili düşünce ve önerilerimizi ifade ettik. Partinin kendini düzelteceği ümidimizi koruduk. Lakin Mart 2021’de yapılan kongre sonucu oluşan MYK ve ardından MKYK bu ümidimizi boşa çıkardı(2).
Biz bunları görüyor ve üzülüyoruz. Chp’nin işbaşına hem de başkanlık sistemiyle gelmesini asla arzu etmeyiz. Onun için Ak Part’ye bazı uyarılarımız olacak, umarız sem’-i kabul ile dinleyip intibaha gelirler, yoksa bilsinler ki “her yükselen bir gün düşer.”
1. İslam’a, İslam Birliği’ne hizmet ettiği için Ak Parti’ye oy veriyorduk. Yeniden bu kutlu davaya katıksız bir ihlas ve samimiyet içinde yöneldiklerini görmedikçe;
2. 5 Temmuz 2019’daki yazımızda “Milletimizi millet yapan değerlerin yaşaması ve bozulmaması, ahlak ve maneviyatın güçlü tutulması için incelikli çalışmalar yapılmalıdır” ve “Gençliğimizi ciddi manada tehdid eden ateizm, deism, agnostisizm vb ilhad cereyanlarının yaygınlaşmaması için özel tedbirler alınmalıdır. (Bu zararlı akımlar için hâlâ DİB tarafından reddiyeler yazılıp neşredilmemesi, kabul edilir bir durum değildir.)” demiştik(3). Bu çok önemli konularda herhangi bir çalışma yapıldığını görmüyoruz. Bu mühim hususlarda derinlikli çalışmalar yapıldığını göremezsek;
3. 5 Temmuz 2019’daki yazımızda “Milli Eğitimimiz her yön, her unsur, her ilkesiyle yeniden ele alınmalı ve kökten değiştirilmelidir. Çünkü ne tarih ve medeniyetimize uygundur, ne de çağın gereklerine karşılık verebilecek bir niteliktedir” diye uyarıda bulunmuştuk. Milli eğitimde gerçek ve derinlikli adımlar atıldığını görmedikçe;
4. a) Aileyi güçlendireceklerini ifade ederken kadını güçlendireceğiz diyorlar, bu yaman bir çelişkidir. Mesele uzaya kadın astronot gönderileceği söyleminin kadına, aileye, topluma faydası değil zararı vardır. Kadınlardan oy alacağım derken onların şımartılması ailenin önemsiz ve değersiz hale gelmesine ve toplumda korkunç bir tahribata yol açılmaktadır. b) Kadem (Kadın ve Demokrasi Vakfı)’nın üyelerinin Ak Parti ve RTE Bey’e olan yakınlıklarını kullanarak kadına sahip çıkacağım derken kendi nefsani görüşlerini, topluma kabul ettirmeye çalışmaları kabul edilemez. Bu kuruluşa üye birçok hanım bugün Ak Parti’de önemli mevkilerdedir.
Bu iki husus milletimizin takibi altındadır ve büyük rahatsızlık oluşturmaktadır. Bu derin yanlışlardan dönülmedikçe;
5. Cumhurbaşkanlığı tarafından kadına karşı şiddetin önlenmesi hakkındaki İstanbul sözleşmesinin feshedilmesi bizi ilk başta sevindirdi. Lakin bu sözleşmeye istinaden düzenlenmiş 6284 sayılı kanun (ve benzer bazı kanunlar) hâlâ yürürlüktedir ve bunun kaldırılıp din ve geleneğimizden istifadeyle yenisinin hazırlanması gerekmektedir. Böyle bir kanun hazırlanıp kabul edilmesi için TBBM’ye verilmedikçe;
6. (Milletimizin haklı olarak büyük tepkisini çeken) doğruyu ve iyiyi söyleyen Hocaefendilere “Sen kendi işine bak” veya “Böyle hocaları dinlemeyin” şeklinde kabadayı-vari tepkiler verildiğini görüp üzülüyoruz. Bu gibi yukarıdan bakan söylemlerden vaz geçilmedikçe;
7. 5 Temmuz 2019’daki yazımızda “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra tayin edilen bakanların bir kısmı halka dokunmuyor, yakın gelmiyor. Yani Cumhurbaşkanlığı sistemi halka dokunamadı henüz. Mevcut bakanların bazısı bürokrat, bazısı da iş adamı kökenli; kendi işlerini yapıp başka şeylere karışmama zihniyetindeler.(4)” demiştik. Ehliyet ve liyakat ölçüsüne göre ve milletin gerçek adamlarından, yüksek potansiyelli bakanlar tayin edilmedikçe;
Sesimi yükselterek diyorum ki ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERDE OYUM AK PARTİ İÇİN GARANTİ DEĞİLDİR (5)
Bizden uyarması.
Gerisini kendileri bilir.
Haydar Hepsev
Mart 2021
__________
(1) http://yucedevlet.com/milletimize-ve-ak-partiye-acik-mektup.html (6 Ocak 2012); http://yucedevlet.com/milletimize-ve-ak-partiye-acik-mektup-2.html (8 Aralık 2015); http://yucedevlet.com/24-haziran-secimlerinin-ardindan.html (7 Temmuz 2018); http://yucedevlet.com/31-mart-2019-ve-23-haziran-belediye-secimleri-uzerine.html (5 Temmuz 2019).
(2) YENİ MKYK ÜMİD VERİYOR MU?
Ak p.nin yeni Mkyk’sında İki âqil adam Binali Bey ile Numan Bey’in başkan vekili olması, olumlu.
Efkan Ala’ya görev verilmesi, olumlu.
Gençlerden partiye hız ve heyecan verici kimse olmaması, olumsuz.
Laik kesimlere olumlu msj vermek adına bazı isimlerin dahil edilmesi, yanlış.
Bu partiyi gerçekten destekleyip 15 Temmuz’da meydanlara koşan salih insanların* Mkyk’ya dahil edilmemesi, yanlış.
Ö. Zengin Hanım’ın ve Bülent Turan’ın Mkyk’ya alınması, onlardan yana tavır alınmış olunduğu anlamına geliyor ki, çok üzücü.
Toplu anlam:
Ankara ve İstanbul seçimlerinin kaybedilmesinden ders alınmadığı, yenilginin hâlâ sağlıklı değerlendirmeye tabi tutulmadığı; partide ciddi toparlanma ve sağlıklı yenilenme olmadığı anlaşılıyor ki, vahim.
Başlıktaki soruya cevap: Hayır.
– – –
* “Salih insanlardan” kastedilen müslümanlara ve insanlığa tevazuyla gerçekten hizmet eden, ehl-i sünnetin kaleleri, gerçek tasavvuf ehilleri olan Menzil, Erenköy, İsmail Ağa başta olmak üzere İskenderpaşa FGV, Safa Vakfı vd.dir.
Ak p. bu sahih ve salih meşrebleri, Fetö’den ağzımız yandı kafasıyla geri plana itmekte, bununla beraber onların oylarını çantada keklik görmektedir.
Batıcı-Laik kesimlere şirin görünmek için eskimiş pörsümüş güzel müsveddelerine değer verilirken bu asıl güzel insanlar es geçilmektedir. [Myk’ya alınan (ikisini de şahsen tanıdığımız ve kendilerine Allah’ın izniyle kefil olacağımız) Menzil’den Hasan Sert ile Erenköy’den Mehmet Nil Hıdır Bey’ler parti yönetimine dahil edilmemişlerdir. Yani göstermelik konundadırlar. Bu da dikkat çekicidir.]
Hakkı söyleyen hocaefendilere parmak sallayanlar taltif edilirken, hakiki alimlerden bir kişi bile Myk’ya alınmamaktadır.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…
(25 Mart 2021’de sosyal medyada yayınlanmıştır.)
(3) Bu konudaki yazımız için bkz. http://yucedevlet.com/gencligimizin-inanci-hayati-ve-gelecegi-tehlike-altindadir.html
(4) Halktan bihaber bir bakanla ilgili yazımız da şöyledir:
“Başkanın masaya yumruğunu vurduğu anlaşılıyor, zira birileri “tam kapanma” arzu ediyordu.
Bugün dışarıya çıktığımda baktım ki insanların yüzü gülüyordu, hamd olsun. Biz de sevindik tabii ki…
“Tam kapanma” isteyenlerin halkın halinden haberi yok tabii ki, kendi fildişi kulelerinde oturmuş ahkam kesiyorlar. Halktan kopuk, dogmaları uğruna milleti hiçe sayan bir görüntü çiziyorlar. İşsizlik had safhada, esnaf kan ağlıyor, gençler-talebeler eve hapis olmuşlar; halkımız da tabii ki moralsiz, kimi ana, kimi baba, kimi dede kimi nine çünkü.
Tamam; maskeye, mesafeye, el ve vücut temizliğine eskiden fazla dikkat edeceğiz, hız kesmeden, en ince dikkatle… Evet, öyle yapacağız.
Lakin artık işimize gücümüze bakacağız artık. Onun için Recep Tayyip Bey’den Allah teala gani gani razı olsun.
Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca Bey’e (ve Bilim Kurulu’na), bir vatandaş olarak acizane tavsiyelerimiz şunlardır: Artık vaka sayılarının değişimini abarta abarta söyleyip sanki bundan zevk alıyormuş gibi açıklama yapılmamalıdır. Yerli milli aşı üretimine yüksek bir enerjiyle odaklanılmalıdır. Küresel beşli (+Almanya) çetenin üç üyesine milyonlarca para ödemektense kendi aşımızı bir an önce geliştirmek daha iyi değil midir?
(Şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Rahmetli Emin Saraç hocaefendinin cenazesine kendisi de katıldığı halde, sayın bakanın içinde Cumhurbaşkanın da bulunduğu, merhum hocaefendiyi seven insanların akın akın katıldığı bir cenaze törenini eleştirmesi, devlet terbiyesiyle bağdaşır bir tavır değildi. Eleştirilen yerde neden orada olduğu açıklanabilir bir tavır değildir ve bu da yaman çelişkidir.)
(2 Mart 2021’de sosyal medyada yayınlanmıştır.)
(5) KİME OY VEREBİLİRİZ!
Bir siyasi hareketin muvaffak olması için güçlü lider, güçlü fikir, güçlü teşkilat olması gerekir.
2002 yılından beri her seçimde oyumuzu verdiğimiz Ak Parti’yi bu açıdan incelersek; teşkilatın bozulmaya yüz tutmuş olduğunu söyleyebiliriz. 31 Mart Belediye Seçimleri’nde bunu sarahaten gördük; sandık görevlileri ayakta uyuyorlardı. Fikir açısından bakarsak; başkanlık sistemine (istişareye gereği gibi riayet edilmeden çok da iyi hazırlanmamış bir şekilde) geçildikten sonra lider ve partide bariz değişimler gözlenmeye başladı. Kemalist ve laik söylem yüz gösterdi, kadrolarda ve kritik görevlerde (parti içinde ve bakanlıklarda) Batıcı-laik kesimlere daha çok yer verilmeye başlandı. Ak P.yi parti ve iktidar eden dindar-muhafazakar-milliyetçi kesim bir kenara itilmeye başlandı. Ve giderek S. Demirel’in AP’sine, M. Yılmaz’ın Anap’ına, T. Çiller’in Dyp’sine benzemeye başladı. Fikir ve ruhtaki sıkıntının lidere bulaşıp bulaşmadığına da okuyanlarımız karar versinler.
İşte bunlardan ötürü, bir sonraki seçimlerde oyumuzu artık Ak Parti’ye veremeyebiliriz.
***
Saadet’i tercih edemem, Chp ve Hdp ile ittifak yapmış hasetçi bir partidir. (Üst yapı böyleyken oy verenler “Parti böyle karar almış; partiye sadakat onurumuzdur diyerek ilim ve akıllarını değil partilerini tercih etmektedirler. Allah teala, bu partiye oy verenleri uyandırsın, âmîn.)
Takipçilerini geçen seçimde Ak Parti’ye oy vermeye yönlendirerek sempati toplayan Fatih Erbakan’a da oy veremem, merhum babasından daha dengeli siyaset yapan bir görünümü var, ama karizması ve kadrosu kuvvetli değil.
Şahsi ihtiraslarını tatmin için parti kuranı da Fetö ve A. Gül’ün oyuncağı olanı da desteklemek hamakatten başka bir şey değildir.
Bbp bir parti daha vardı galiba…
***
(Kafatasçılar ve mafyacılar hariç) Ülkücü kardeşlerimizi severim. Ehl-i sünnet Müslümanlardır. Ölümüne İslam’a, bayrağa, vatana bağlıdırlar. Anadolu’nun has, yiğit, delikanlı adamlarıdır. Büyük bir kısmı da ehl-i tarikattır. Muhibbi olduğumuz Menzil meşrebinde çok ülkücü kardeşimiz vardır; muhabbetli, ehl-i hizmet, mütevazi sûfîlerdir.
Merhum Üstadımız Necib Fazıl Bey (rahmetullahi aleyh)’in [Msp’nin (Müslümanların çoğunun karşı olmasına rağmen) Chp ile koalisyon yapıp Müslümanların oyunu heba etmesinden sonra] Mhp’ye geçmesi de bu kardeşlerimizin tercihini pekiştirmiştir. Üstadın Mhp’ye geçişi, kafatasçıların iyice geri plana düşüp Ülkücü kardeşlerimizin İslam’a daha çok yönelmesine, tarikatlara intisap etmelerine vesile olmuştur ki o dönemde Üstadı bu tercihinden ötürü amansızca yaftalayanların söylediklerinin ne kadar boş ve gereksiz olduğunu tarih bize ayan beyan göstermiştir.
15 Temmuz’da bu kardeşlerimizle beraber direndik, omuz omuz, yan yana elhamdülillah. Ve onların şu veya bu sebepten Ak Parti aleyhine olan sözlerini unutuverdik. Sonra da Cumhur İttifakı kuruldu. Bu mühim birlik, ülkemizin sağduyulu insanlarının büyük özlemiydi. Her iki taraftan bazı hazımsızlar bu ittifakı biraz sarstılarsa da hamd olsun toparlanıp yeniden beraberlik tesis edildi. Milletimizin asıl istikameti olan İslam üzere bu ittifakın devamını temenni eder, bunun için çalışır, bunun için dua ederiz.
Yukarıda yazdım: Ak Parti ciddi manada sarsılıyor. Toparlanmalarını temenni ederiz. Ama bu olmazsa Cumhur İttifakı’nın devamından yana olduğumuzdan, Mhp’yi tercih edebileceğimizi düşünüyorum. (Şurası bilinmelidir ki şimdiye kadar ne Mhp’ye ve hatta merhum M. Yazıcıoğlu’nun BBP’sine oy vermişliğimiz yoktur.)
Akşener belası çıkıp partisinin ahir ve âkıbetinin ne olabileceğini anladıktan ve 15 Temmuz’dan sonra Devlet Bahçeli Bey, gerçek siyasi kariyerine başladı. Ondan beri söylem ve eylemlerindeki isabetli duruşunu takip ediyor ve beğeniyorum (elbette ki hepsini değil). Allah teala, hidayet versin, basiret versin, istikamet versin ve devamını nasip eylesin.
Onun için bizi tanıyanlar bilmelidir ki Üstadım Necip Fazıl’ın izinden gider, oyumu (tabii ki seçim bölgemdeki milletvekillerini iyice inceleyerek) Mhp’ye verebilirim, kınayıcıların kınamalarına da zerre kadar değer vermem.
Anlayana sivri sinek saz…
(29 Mart 2021’de sosyal medyada paylaşılmıştır.)