FARSÇA “HURŞÎD” KELİMESİNİN MANASI ve KULLANIMLARI HAKKINDA
“Hâ-i mu’cemenin zammı ve vâv-ı mechûle ve şîn-ı memdûdenin kesri ve dal ile güneş ma’nâsına lafz-ı mürekkebdir, çünkü yalnız hûr ve şîd kelimeleri de güneş ma’nâsınadır ve bu iki lafızda hâ’nın zammı ve şîn’in kesriyle iktifâ edip hûr lafzından vâv’ı, şîd kelimesinden yâ’yı hazf iderek hurşid dahi câizdir ve bu lafızda ‘ale-l-infirâd ve ‘ale-l-ictimâ’ sekiz lügat vardır: 1. Hûr, 2. Hur, 3. Şîd, 4. Şid, 5. hûrşîd, 6. hûrşid 7. Hurşîd, 8. Hurşid.”
Günümüz Türkçesiyle:
“Noktalı hâ’nın (hı) ötresi, meçhullük vâv’ı, uzun şîn’nin kesri ve dal ile ‘güneş’ manasına birleşik kelimedir, çünkü yalnız hûr ve şîd kelimeleri de güneş manasınadır ve bu iki lafızda hâ’nın ötresi ve şîn’in kesriyle yetinip hûr lafzından vâv’ı, şîd kelimesinden yâ’yı kaldırarak hurşid dahi câizdir ve bu lafızda tek tek ve toplu olarak sekiz kullanım vardır: 1. Hûr, 2. Hur, 3. Şîd, 4. Şid, 5. hûrşîd, 6. hûrşid 7. Hurşîd, 8. Hurşid.”
bkz. Tayyâr (1), Rehber-i Gülistân (2), Matbaa-i Âmire, 1308 (1890/1891) İstanbul, s. 10.
***
Rehber-i Gülistân’da, bakma fırsatı bulduğumuz iki lügatten daha kapsamlı karşılıklar buluyoruz ki kitabın ne kadar ciddi bir emekle hazırlandığının bir delilidir.
Hurşid kelimesini neden horşid yazmadığımızı merak edenlere, bu memlekette bir zamanlar Anadolu (Türk) Farsçasının olduğunu ve bu kelimenin hurşîd/hurşid diye telaffuz edildiğini ve edebiyatımızda da bu şekilde kullanıldığını söyleriz. İnsanlarımız şimdi Farsçayı İranlılardan öğreniyor ve Anadolu Farsçasını kullandığınızda sizi düzeltmeye kalkışıyorlar. Tabii bizim hakiki yazımız gitmiş, Farsçamız gitmiş, aradan şu kadar zaman geçmiş… Onlara diyecek laf bulmakta zorlanmamış olmamız ondandır. Vâ esefâ…
***
Bu iktibası A. Ragıp Akay ve Recep Hisar beylerle okuduk. Ders ve hizmetimizin kabulünü niyaz ederiz.
***
Ferheng-i Şu’ûrî’deki karşılığı böyledir. Şu’ûrî Hasan Efendi tarafından telif edilen lügat, 1092/1682 yılında tamamlamıştır. Farsça kelime ve darb-ı mesel hükmündeki mecazi kullanımların Osmanlı Türkçesi karşılıklarını içeren bu sözlükte kelimelerin manaları verildikten sonra, Fars edebiyatından bazen de özellikle Ali Şîr Nevâî’den alınan örnek beyitlerle bu anlamlar desteklenmiştir. Lügat, Türkiye Yazma Eserler Kurumu tarafından 4 cilt halinde yayınlanmıştır.
***
Steingass lügatinde karşılığı böyledir [F. Steingass, Persian-English Dictionary, Londra 1892)]. Bu eser için Farsça-İngilizce en mükemmel sözlüktür denilmektedir.
_____________________
(1) “1846-1898 yılları arasında yaşayan Cafer Tayyar Efendi’nin hayatı hakkında bilgimiz sınırlıdır. Cafer Tayyar Efendi iyi bir eğitim almış ve devlet memurluğu, muallimlik gibi görevlerde bulunmuştur. İnsanların Batı’ya ve Batı dillerine meylettiği bir dönemde o, Farsça öğrenmiş ve kendini bu alanda eser verecek kadar geliştirmiştir. (Eda Aydoğan, (basılmamış yüksek lisans tezi), Cafer Tayyar b. Ahmed’in Rehber-i Gülistân adlı eserinin 1-226 sayfalar arası (İnceleme Metin), Sivas Cumhuriyet Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı, 2019, tez no: 551533. bkz. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp… )”
(2) Şeyh Sadi-i Şirazi’nin meşhur “Gülistan” isimli kitabının kelime kelime tercümesidir. Kitabı bize Muhterem Hocam Prof. Dr. Necdet TOSUN Bey tavsiye etmişti. A. Ragıp Akay ve Recep Hisar beylerle beraber okuyor ve çok istifade ediyoruz.