NAMAZ KILMAK
Namaz özettir, yaradılanların Tanrıya kulluk ediş biçimlerinin bir özeti. Ağaçlar gibi ayaktayız, dört ayaklı hayvanlar gibi eğilmedeyiz, taşlar gibi yerdeyiz. Yaradılan her şey, Yaradan’ını anar ve O’na kulluk eder. Namazda insan, bir şey yiyip içmemekle oruç tutar. Kıbleye dönmekle sanki hacca gider. Bedeninin, hayatının, elbiselerinin zekatını verir. İnsan ki yaradılanların en şereflisidir, onun için insanın kulluğunun en kâmil hali namazdır. Bunun içindir ki namaz, en üstün ibadettir.
Namaz, toparlayıcıdır. Önce insanın kendisini toplar, derleyip toparlar. 5 vakit namazın vakitlerine uymak, insanı toplu ve tertipli kılar. Bu hal, bütün hayatına yansır. Sonra diğer kardeşleriyle bir araya getirir, günde 5 vakit namazda, haftada bir cumada, senede iki defa bayram namazlarında. İki yana selam verir, sağında bir kardeş, solunda başka bir kardeş. Yani namaz insanı yalnızlıktan, vahşilikten kurtarır, toplum insanı haline getirir.
Namaz, arınmadır. Dışın ve daha önemlisi için arınmasıdır. Ruhun arınmasıdır. Yaradan’ın huzurunda saygıyla ve sevgiyle durmanın verdiği bir aydınlanma ile arınmadır.
Namaz, korunmadır, dünyanın üstümüze üstümüze gelmesinden… Hatalardan, günahlardan korunmadır. İnsanın en büyük düşmanı şeytandan korunmadır. İnsanın içinde kendine düşman olan nefs’ten korunmadır.
Namaz, hediyedir. Kutlu Elçi’nin Mirac’tan getirdiği büyük bir armağandır. Kılmayı nasip ettiği için Yaradan’ın büyük bir hediyesidir.
Namaz, çalışkanlıktır. Hareket ve bereket içinde olmaktır. Bedenin hareketi, ruhun coşkusu, dimağın yoğunluğu, aklın kabarmasıdır.
Namaz, yaklaşmadır. O’nun huzuruna, katına, makamına ulaşmaya bir adımdır. Her tekbirle, kıyamla, rükû ile, secde ile Rabb’e an be an yaklaşmadır. Hareket ile yaklaşmadır. Ruh ile yaklaşmadır.
Namaz, nurdur. Çünkü Kutlu Elçi (selam ve saygı onun üzerine olsun) “Gözümün nuru namazdır (1)” demiştir. Abdest bir nurdur. Kılmak ama huzurla kılmak, büyük bir nurdur. İçin aydınlanmasıyla gönlün genişlemesidir.
Namaz, sevinçtir. Nasıl olmasın ki… 5 vakti kılan bir mü’min, Rabbinin emrine itaat etmiş olmaktan sevinmez mi… Vazifesini yerine getirmenin sevincini yaşamaz mı… Rabbine yaklaşmanın hazzını yaşamaz mı…
Namaz, barıştır. Namaz kılanlara bakınız, kendileriyle barışık insanlardır, diğer insanlarla da, hayvanlar ve doğayla da… Çünkü Yaradanlarıyla barışıktırlar. Namazın doğal sonuçlarından birisi de budur ve ne güzeldir.
Namaz, nefes almaktır; telaşlarımızdan, dert ve keder ve elemlerimizden, sıkıntı ve buhranlarımızdan, stres ve yorgunluklarımızdan. Beş vakit koparır bizi kendimizden. Sonra tekrar kendimize getirir ama huzura kavuşmuş olarak…
***
Siz zannediyor musunuz ki namaz kılmayan insan mutludur. Her ezan sesinde içi cız eder. Kılmadığı, kılamadığı her namazdan sonra yüreğine bir ağırlık biner. Veya vakti geciktirirse namaz kılan bir müslüman, her dakika ona büyük bir azap olur, hele vakit çıkmaya yaklaştıysa.
İnanmayanlar zaten konumuzun dışındadırlar, onlar Nemrut ve Firavun gibi sarayların içinde bile olsalar, düşecekleri kadar aşağı düşmüşlerdir, bataklığın en dibine. Üç günlük dünyada üç beş saat belki keyf sürmüşlerdir ama sonları hep hüsran olmuştur. Lakin onlara ve onlar gibi olanlara özenen insanların vay haline. Hele Müslümanların… İşte namaz kılmayışın en büyük hüsranlarından biri de budur. Kılmaya kılmaya insan dinden uzaklaşır ve inanan bir insan için en büyük tehlikeye doğru adım adım yaklaşır. Çünkü Efendimiz (selam ve saygı onun üzerine olsun) “Muhakkak ki, kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır (1)” demiştir. Evet, öyledir. Rabbimiz böyle kötü hallere düşmekten bütün inananları korusun, âmîn…
***
Sabah namazını eda eden, ne mutludur. Kainatla beraber uyanmış ve her şeyi yoktan var eden Yaratıcı’nın emrine uymuş, uykusunu ve sıcak yatağını terk etmiş, lakin büyük bir letafet, büyük bir saadet bulmuştur.
Öğle namazında, dünya işlerine ara verir Müslüman. Rızkı veren Rabbine hamd eder, şükr eder. Madden ve manen dinlenir ve işine büyük bir şevkle devam eder. Ve tabii ki işi bereketlenir ve ağzı bir kat daha tatlanır.
İyice yorulduğu bir anda ikindi namazı çıkar gelir onun karşısına. Der ki “gel kıl beni, hatırla bir kez daha Rabbini, felah bul, huzur bul.”
Ve güneş batar. Yavaş yavaş hüzün başlar, lakin akşam namazını kılan Müslümana tesir edemez. Sabahı ve akşamın sahibine yönelmiştir çünkü. “Allah var, gam yok” der. Bir büyük bereket daha gelir gönlüne.
Ve artık gece başlamış, zulmet daha da kuvvet bulmuştur. İnananları “karanlıklardan aydınlığa çıkaran”ın nurunu alır, yatsıyı kılan mü’min, alıp alnına ve gönlüne koyar. Rahat bulur, felah bulur, huzur bulur.
Namaz kılmayan ise ne bulur? Otursun kendi düşünsün…
***
Namaz, güzeldir.
Namaz, nurdur.
Namaz, şereftir.
***
Mehametlilerin en merhametlisi Rabbimiz hazretleri, bizleri namaz kılanlardan, namazı dosdoğru kılanlardan eylesin. Hatalarımızı, kusurlarımızı, gafletlerimizi de lütfu, keremi ve merhametiyle afv etsin.
Âmîn.
Haydar Hepsev
Mayıs 2021
__________________
(1) Nesâî, İşretu-n Nisâ l; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 111, 128, 199
(2) Müslim, Îmân 134