Nefis Neye Benzer
“Kararsızlığı konusunda nefis, pürüzsüz ve kaygan bir mekândaki cevize benzer. Bilindiği gibi bu durumdaki ceviz, küçük bir etkiyle hemen hareket etmeye başlar. Nefis, hırs sıfatında, ışığa olan aşırı hırsından dolayı kendisini ateşe atan kelebeğe benzer. Kelebek, ışığa ulaşmak ister. Ama onun yok olması bundandır. Bu kelebek, doyumsuz ve kanaatsız bir şekilde ışığa, ateşe koşar. Öyle ki bizzat ateşin içinde olmak ister. Neticede ateşe düşer ve yanar. Oysa uzakta kalsa da az bir ışıkla yetinseydi yok olmaktan ve yanmaktan kurtulmuş olacaktı. Nefis kararsızlık yönüyle kelebeğe benzer. Bu özelliği, onun acelecilik vasfından kaynaklanır. (s.347)
“Bazı âlimler, hırs sıfatında nefsi, bala konan bir sivrisineğe benzetirler. Bu sinek balın hepsini istediğinden içine düşmüş, kanatlarıyla ona yapışmış, böylece kendini ölüme götürmüştür. Oysa balın bir kısmına konup ihtiyacını gidermiş olsaydı, sağ salim oradan ayrılacaktı. İşte nefsin hırslı bir şekilde davranması bunun gibidir.
Bazı âlimler, insanoğlunu ipek böceğine benzetirler. O, bilmeden etrafını örerek çıkabileceği hiçbir yer bırakmaz. Böylece kendisini, kendi eliyle ölüme mahkûm eder. Bir de ördüğü ipek kozasının kendisinin ölümüne yol açarken, başkalarının menfaatine sebep olduğunu düşünmelidir. Hatta bazen o, kendi ölümüne sebep olur. Çünkü etrafını sarmış olan kozadan çıkıp güneşlenmek ister. Çıkamaz, ölür. Bazen de, o, insanlar kozayı kesmesin diye kendini öldürür. (s.348)”
“Nefsin yaratılışından gelen ve ‘cibilliyet (yaratılış, tıynet, maya, huy)’ ismi verilen dört özelliği vardır. Bunlar hevasından (arzu, iptilâ ve tutkunluktan) doğan isteklerin kaynağıdır. Bu, Allah’ın onu yaratmış olduğu fıtratının bir gereğidir. Birincisi ‘zayıflıktır’. Bu, onun topraktan yaratılmış olmasının sonucudur. Sonra ‘cimrilik’ gelir. Bu, insanın yapışkan çamurdan yaratılmasının sonucudur. Üçüncüsü, ‘şehvettir.’ Bu, pişirilmiş, kızgın çamurdan yaratılmasının sonucudur. Dördüncüsü ‘cehalettir.’ Bu ise onun kuru balçıktan yaratılmış olmasından kaynaklanır. Bu özellikler, ona imtihan için verilmiştir. Onda zayıflığın, güçsüzlüğün, düşüklüğün ve eğriliğin asılları vardır. Bu, her şeye gücü yeten ve her şeyi en iyi bilen Cenab-ı Hakk’ın bir takdiridir. (s.350) (Bkz. Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtu’l-Kulûb (Kalplerin Azığı), Mütercimler: Prof. Dr. Yakup Çiçek, Dr. Dilaver Selvi, İstanbul 2011, 4. Baskı)