ŞEHİD AİLELERİMİZ ve MİLLETİMİZE
“ALLAH EN BÜYÜKTÜR“, onun için ümitsizlik yoktur, çaresizlik yoktur; lakin aciz olduğumuzdan biz kullarında hüzün vardır.
Etten ve kemikten yarattın bizi, Ya Rabbi; nasıl üzülmeyelim, delikanlılarımıza, gençlerimize, mücahidlerimize.
“innâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn”
1000 senedir bu mübarek Anadolu toprağı, şehid ve gazilerin kan ve terleriyle yoğrulmuştur, nice badireler atlatmıştır; Haçlıları, Moğolları ve yedi düveli bu “cennet vatan”dan defetmiştir, Allah’ın izni ve yardımıyla… Onun için korkmayınız, üzülmeyiniz, gevşemeyiniz; “Allah nurunu tamamlayacaktır.” Yeter ki bir ve beraber olalım; yeter ki kardeşliğimize iyice sarılalım; yeter ki dinimize, birliğimize, milletimize, medeniyetimize tam manasıyla gönülden yönelelim.
Şehidlerimizin ailelerinin ve bütün milletimizin başı sağ olsun.
Şehidlerimize Allah’tan rahmet ve mağfiret dileriz; şefaatlerine nail olmak dileriz.
Biz de Allah Teâlâ hazretlerinden samimiyet ve ihlâsla din-i mübin yolunda “şehadet” bekleriz; “rabbenâ ve takabbel du’â…”, âmin, ya Mu’în celle celaluhu.
/// Bu yazı; Yüce Devlet Dergisi’nde (10. Sayı, 5 Aralık 2011) yayınlanmıştır.