Gazel-i Kâfi-i Nâ-kâfî Der Medh-i Hazret-i Nebiyyü-l-Muqaffî
(sallallâhu aleyhi ve sellem)
gelip meydân-ı kevne kâf-ı levlâk
vücûd bulmuş ‘ademden cümle eflâk
doğarken ufku sarmış nûru hakkın
ve zulmet perdesin kılmıştı pür-çâk
yıkıp kisrâ sarâyın eylemişti
mecûsî nârını nûruyla ihlâk
‘ale-r-re’sî deyip sertâcı etmiş
gubârından mübârek pâyinin hâk
garîb ü pür-günâh beyzâde’yim ben
şefî’im ol efendim kıl ferah-nâk
mefâîlün mefâîlün feûlün
***
Lügatçe:
kâfî: kâf harfi(nden).
nâ-kâfî: yeterli olmayan.
muqaffî: peygamberlerin sonuncusu. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerîflerinde “Ben Muhammed’im, Ahmed’im, Mukaffî’yim, Hâşir’im, Nebiyyü-t-tevbe’yim, Nebiyyü-r-rahme’yim!” (Müslim, Fedâil 126) buyurmuştur.
kevn: yaratılış
kâf-ı levlâk: “Levlâke” hadîsi olarak bilinen “Sen olmasaydın, sen olmasaydın; felekleri yaratmazdım” manasındaki “levlâke levlâk lemâ halaqtu-l-eflâk” hadîs-i kudsîsinde geçen “Sen olmasaydın” anlamındaki “levlâk” kelimesinin sonundaki kâf harfi Arapça’da muhâtab (ikinci tekil şahıs) kâfı olup sözün söylendiği kişiyi, yani Peygamber Efendimiz’i ifade eder.
‘adem: yokluk.
eflâk: felekler.
zulmet: karanlık.
pür-çâk: yarıklarla dolu.
ihlâk: helâk etme, yok etme.
‘ale-r-re’sî: başım üstüne.
sertâc: baştâcı.
gubâr: toz.
pây: ayak.
hâk: toprak.
Şefî’: şefâ’at edici.
ferah-nâk: sevinçli, ferahlamış.
***
Gazelin günümüz diliyle kısaca izahı:
Son Peygamber’i (sallallâhu aleyhi ve sellem) Övmeye Kâfî Gelmeyen, Kâf Harfiyle Kâfiyeli Bir Gazel
Hazret-i Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) Efendimiz’in yaratılış meydanına gelmesinden sonra felekler (ve diğer varlıklar) yokluktan varlık meydanına çıkmıştır.
O’nun doğumuyla Hakk’ın nuru ufukta tecelli ederek, hakikatin üstünü geçici olarak örten cahiliye karanlığının perdesi paramparça olmuştur.
O’nun doğumunun bir mucizesi olarak Kisrâ*nın sarayındaki sütunlar yıkılmış, Mecusilerin** bin yıldır yanan ateşi sönmüştür.
Toprak, O’nun mübarek ayağının tozunu, “başım üstüne” diyerek baş tacı etmiştir.
Ben garip, kimsesiz ve günahkâr Beyzâde’yim. Sense kimsesizlerin kimsesi, günahkârların şefaatçisisin Efendim; şefaat et ki gönlüm ferahlasın.
* Kisra; eski İran hükümdarlarıne vesilen isimdir.
** Mecusi: ateşe tapan.
A. Kerim AK (Beyzâde)
Ekim 2021