gördün mü hiç
mürg-i cânım gamze-veş bir lâne sen gördün mü hiç
yârin âgûşunca bir kâşâne sen gördün mü hiç
bilmez ol pervâ nedir çün bundan almış nâmını
aşk odundan cân veren pervâne sen gördün mü hiç
âşinâdır tâ ezelden âşık ol ma’şûkuna
gülşen içre bülbül-i bîgâne sen gördün mü hiç
aşk şarâbın nûş eden dil-mesti hîç ayb eyleme
aşk ile memlû olan peymâne sen gördün mü hiç
ta’n edip aldanma Beyzâdem harâbât ehlini
genci mahfûz eyleyen vîrâne sen gördün mü hiç
Lügatçe:
mürg-i cân: can kuşu.
gamze-veş: gamze gibi.
lâne: kuş yuvası.
âgûş: kucak.
kâşâne: köşk.
pervâ: korku, çekince.
gülşen: gül bahçesi.
bîgâne: umursamaz, kayıtsız.
nûş etmek: içmek.
dil-mest: gönlü mest, sarhoş.
ayb eylemek: ayıplamak.
memlû: dolu.
peymâne: kadeh.
ta’n etmek: kınamak.
harâbât: meyhane.
genc: hazine.
mahfûz: saklı, korunmuş.
***
gazelin günümüz diliyle açıklaması
ey benim can kuşum, sen sevgilinin gamzesi gibi bir yuva gördün mü hiç
sen sevgilinin kucağı gibi bir köşk gördün mü hiç
sen ismini korku nedir bilmemesinden almış
aşk ateşinden yanıp canını veren pervane gördün mü hiç
âşık olan sevdiğiyle ezelden tanışıktır
sen gül bahçesinde olup da güle kayıtsız kalan bir bülbül gördün mü hiç
aşk şarabı içip de gönlü mest olanı sakın ayıplama
sen aşkla dolu olan bir kadeh gördün mü hiç
Beyzâde sakın meyhaneye gidiyor diye de kimseyi kınama
sen içinde hazine saklayan virane gördün mü hiç
[Bu manzume, Hayretî‘nin (1) “-âneler gördün mü hiç” kafiye/redifli gazeline kısmen nazire olarak yazılmıştır. Yalnızca “-ler” çokluk eki yerine “sen” şahıs zamiri tercih edilmiştir. Necâtî ve Revânî’nin de aynı kafiye/redifli gazelleri vardır.]
***
Temmuz 2022
(1) Hayretî: Vardar Yenicesi’nde doğan ve asıl adı Mehmed olup kaynaklarda Mehmed Şah, Mehmed Çelebi ve Baba Hayretî olarak da geçen Divan şairi. Mevlevî şeyhi Yûsuf-ı Sîneçâk’ın (kuddise sirruh) kardeşi olan Hayretî mutasavvıf bir şairdir. [Daha geniş bilgi için bkz. TDV İslâm Ansiklopedisi, (madde yazarı: Mustafa Tatçı), İstanbul 1998, c.17, s.61-62]
Hayretî’nin Âşık Çelebi tezkiresindeki minyatürü
(Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Tarih, nr. 772, vr. 129a)
Beyzâde mahlasıyla şiirleri olan Abdülkerim Ak’ın diğer şiirleri için bkz.